Prof. Dr. Pampal Kırılma İhtimali Olan Fayları Açıkladı

Son günlerde Malatya’da kısa aralıklarla meydana gelen zelzeleler gündemdeki yerini koruyor. Kelam konusu zelzelelerin artçı olup olmadığı başlardaki en büyük soru işaretini oluşturmaya devam ediyor.

Prof. Dr. Süleyman Pampal, Milliyet’e yaptığı değerlendirmede, Malatya’da yaşanan zelzelelerin artçı olduğunu vurguladı. Pampal, şunları söyledi:

“Bunlar muhakkak artçı zelzeleler. Esasen 6 Şubat’taki büyük sarsıntılarda burada yüzey kırığı tespit edildi. Bunlar artçı, yeni bir fayın yeni ya da daha büyük bir zelzele üretmesi kelam konusu değil. Batı uçta Göksun civarında ağır artçı oldu ve o vakit da ‘Adana-Savrun Fayı kırılacak’ tartışmaları yaşanmıştı. Bu türlü bir şey yok. Bölgede batıya gerçek kırılmış taze kırıklar var. Bu da büyük sarsıntıyla ortaya çıkmış artçılardan.”

“Kırılmaya yüz tutmuş diğer faylar var”

Malatya’nın sarsıntı tehlikesiyle karşı karşıya olup olmadığına yönelik soruları yanıtlayan Prof. Dr. Pampal, diğer fayların varlığına da dikkat çekti. Prof. Dr. Pampal, Türkiye’de 10-20 fay değil, binlerce fayın varlığının farkında olunması gerekliliğini vurgulayarak bölgedeki durumu şöyle anlattı:

“Bu sarsıntılardan çok Malatya etrafında kırılma ihtimali olan öteki faylar var. Sol yanal atımlı Malatya Fayı da bu fayların yakın batısında kuzeye uzanıyor kırılabilir, etkin fay. Ovacık Fayı var, o da yıkıcı sarsıntı üretebilir. O bölgede Erzincan ve Karlıova ortasında kırılmaya yüz tutmuş öteki fay var. Yedisu Fayı, Elâzığ Malatya ve Bingöl’ü etkiyebilir. O fay da tekrarlanma müddetini doldurdu. Sismik boşluk düzeyinde bir fay. Çelikhan’dan Karlıova’ya kadar Bingöl kuzey ve güneyinde Doğu Anadolu Fayı üzerinde kırılmamış faylar var. O bölge bundan sonra benzeri olayları yaşamak durumunda. Şanssız bir pozisyonları var maalesef. Malatya’nın olumsuz bir özelliği, yaklaşık 35 bin civarında hasarlı bina var. 6 Şubat’tan beri bunların yalnızca yüzde 10’u kaldırıldı. Kent yapı stoku açısından makûs durumda. Büyük sarsıntılar kesinlikle olacak. Bize gerekli vakti tanımasından öteki dileğimiz yok.”